Tom affedilmek için dua etti.
- Tom prayed for forgiveness.
Ben onu zaten affettim.
- I have forgiven her already.
Tom hâlâ beni affetmedi.
- Tom still hasn't forgiven me.
Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.
- To understand all is to forgive all.
Kendini affetmek zorundasın.
- You have to forgive yourself.
Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.
- Please forgive me for opening your letter by mistake.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
- Forgive them, for they know not what they do.
Tom, Tanrı'dan kendisini bağışlamasını istedi.
- Tom asked God to forgive him.
Tom bağışlanma için Mary'ye yalvardı.
- Tom begged Mary for forgiveness.
Tom muhtemelen bunu yaptığı için bağışlanmayacak.
- Tom won't likely be forgiven for doing that.