Onların bana zehir enjekte ettiklerini düşünüyorum.
- I think they've injected me with poison.
Koluma bir uyku ilacı enjekte etti.
- She injected a sleeping drug into my arm.
Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti.
- Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
Bir boya hastanın kol damarına enjekte edilebilir.
- A dye was injected into a vein of the patient's arm.