Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Sağlık ve lezzet için!
- For health and pleasure!
Jim kızgın çünkü sinema randevusu gerçekleşmedi ve yağmurda onu bekleyerek bir saat geçirdi.
- Jim's angry because his date for the movie stood him up and he wasted an hour waiting for her in the rain.
Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.
- We've found him to be the right man for the job.
Gemi kıyıya doğru gitti.
- The ship made for the shore.
Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Please pardon me for coming late.
Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
- Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
- I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
O müzik eğitimi amacıyla Avusturya'ya gitti.
- He went to Austria for the purpose of studying music.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.
- I hope it works out for you, Tom.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
- If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
- I haven't seen anything of him for some time.
Birkaç giriş için, direk telefon numaraları vardır.
- For several entries, there are direct phone numbers.
Bu sembol, direnç ve bütünlüğü simgeliyor.
- This symbol stands for strength and integrity.
Biz hepimiz dünyada barış için özlem duyuyoruz.
- We are all longing for peace in the world.
Su olmasaydı, dünyada hayat olmazdı.
- If it were not for water, there would be no life on the earth.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Benim aradığım budur! diye haykırdı.
- This is what I was looking for! he exclaimed.
Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu.
- It's been three years since Tom started working for Mary.
Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.
- Tom has loved Mary for a long time.
Sevmek ve sevilmek, bunlar mutluluğun büyük biçimleridir.
- To love and to be loved, these are the biggest forms of happiness.
Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Bunun için iyi bir neden vardı.
- There was a good reason for this.
Yardımın için sana çok fazla teşekkür edemeyiz.
- We cannot thank you too much for your help.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Potato chips are not good for you.
Onun nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.
- I gave her a present in return for her kindness.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum.
- I do not love him the less for his faults.
O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.
- He was framed for murder.
Sağlık sorunları nedeniyle okulu bıraktı.
- She quit school for health reasons.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
- Forgive them, for they know not what they do.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
Tom uzaktayken onun yerine kim çalışacak?
- Who will fill in for Tom when he is away?
Yaşlı insanlar, uğruna yaşayacak bir şeye ihtiyaç duyar.
- Old people need something to live for.
Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.
- She left him for another man.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Bay White onun için mahkemeye çıktı.
- Mr White appeared for him in court.
Bu benim için çok zordu.
- It was too difficult for me.
Bu benim için çok zordu.
- This is too difficult for me.
Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.
- When meeting a person for the first time, keep the conversation light.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Babasının adına toplantıya katıldı.
- He attended the meeting for his father.
O evsizler adına konuştu.
- She spoke for the homeless.
Bütün servetine rağmen hâlâ mutsuzdu.
- For all his wealth, he was still unhappy.
Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
- Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
- His niece is attractive and mature for her age.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
Son zamanlardaki olaylar sebebiyle, kendimi işime vermem tamamen imkansız.
- Due to recent events, it is completely impossible for me to focus on my work.
Sonuçta, o şiddet suçu sebebiyle beş yıl hapis yatmıştı.
- Eventually, he was sentenced to five years in prison for the violent crime.
What did he ask you for?.
UK He looks better for having lost weight.
Because of these trees, he can't see the forest.
- He can't see the forest for the trees.
My nephew was excused because of his youth.
- Because my nephew was still young, he was forgiven.
All I want is for you to be happy. (=All I want is that you be happy.).
He was headed for the door when he remembered.
I will stand in for him.
He lost his job, for he got into trouble.
She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
He was nervous because he was leaving for the United States the next morning.
- He was nervous because he was leaving for America the next morning.
I'm looking for my friend.
Mr. Joseph Blenkinshaw was perhaps not worth quite so much as was reported; but for all that he was a very wealthy man.
run for it.
You are the very person I have been looking for.
- You're the very person I've been looking for.
The teacher said: Above all, what is necessary for success is perseverance.
- The teacher said: What is necessary for success, above all, is perseverance.