Polis, Mary'nin odasında Tom'un ayak izini buldu.
- The police found Tom's footprint in Mary's room.
Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
- This company is using new technologies to reduce its environmental footprint.
Suçlu ayak izleri bıraktı.
- The criminal left footprints.
Yerde ayak izleri bırakılmıştı.
- Footprints were left on the floor.
He is following in his father's footprints.
My carbon footprint is very high.