Yarın gelmeye çok meraklı değil.
- He is not very keen on coming tomorrow.
Bu tür müziğe hevesli değilim.
- I'm not keen on this kind of music.
Sami avlanmaya çok hevesliydi.
- Sami was very keen on hunting.
Tom sörf yapmaya düşkündür.
- Tom is keen on surfing.
Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
- That young man is very keen on cycling.