تعريف folding في الإنجليزية التركية القاموس.
- (isim) katlama
- kırma
- açılıp kapanabilen
- kıvrımlanma
- (Coğrafya) kıvrılma
- bükmek
- paftalama
- bükme
- katlanma
- (Bilgisayar) karakter tamamlama
- {f} katla
Onların gömleklerini katlamıyorum.
- I'm not folding their shirts.
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
- I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- katlama
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
- I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
Origami kağıt katlama sanatıdır.
- Origami is the art of folding paper.
- katlanır
- açılır kapanır
- katlayarak
- {s} çiftkanatlı
- {s} katlanan
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.
- Take this folding umbrella with you. It might come in handy.
- {s} portatif
- katlamak
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
- I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
- kıvrım
- fold
- katlamak
Çamaşır yıkarken bir sorunum yok ama giysileri katlamaktan nefret ediyorum.
- I don't have a problem doing the laundry, but I hate folding the clothes.
Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to fold all the clothes.
- fold
- {f} bükülmek
- fold
- kıvrım
- fold
- {i} kat
Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
- Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
Tom kağıdı Mary'ye vermeden önce katladı.
- Tom folded the paper before handing it to Mary.
- folding bed
- katlanan yatak
- folding bed
- ek yatak
- folding butt
- (Avcılık) katlanabilir dipçik
- folding door
- akordeon kapı
- folding hood
- körük
- folding machine
- kırma makinesi
- folding machines
- katlama makineleri
- folding partition
- paravana
- folding ratio
- (Bilgisayar) katlama oranı
- folding screen
- paravana
- folding steps
- kıskaç
- folding stock
- (Avcılık) katlanabilir dipçik
- folding bed
- açılır kapanır karyola
- folding door
- kırma kapı
- folding door
- çift kanatlı kapı
- folding door
- açılır kapanır kapı
- folding door
- katlanır kapı
- folding gate
- katlanır dış kapı
- folding machine
- katlama makinesi
- folding rule
- katlanır mezura
- folding rule
- katlanır metre
- folding scaffold
- katlanır iskele
- folding table
- katlanır masa
- folding table
- açılır kapanır masa
- folding lawn chair
- Katlanabilir, portatif bahçe sandalyesi
He was on a folding lawn chair.
- folding line
- Baskı işlemlerinde kırım yapılacak alanı belirler ve kırımın nerede olduğunu gösterir
- folding ruler
- katlama cetvel
- folding stick
- katlama sopa
- folding undercarriage
- içeri çekilebilen iniş takımı
- folding wing
- katlanabilir kanat
- folding arm chair
- katlanır koltuk
- folding armchair
- katlanır koltuk
- folding bed
- portatif karyola
- folding camera
- körüklü fotoğraf makinesi
- folding casement
- katlanır pencere
- folding chair
- açılır kapanır koltuk
- folding chair
- katlanır iskemle
- folding chair
- katlanır koltuk
- folding chair
- açılır-kapanır kanepe
- folding charts
- katlanabilir haritalar
- folding container
- portatif büyük kap
- folding door
- katlanır kapı; akordeon kapı, armonik kapı, körüklü kapı
- folding doors
- kanatlı kapı
- folding endurance
- katlama dayanımı
- folding gate
- (İnşaat) katlanır kapı
- folding iron
- katlama demiri
- folding ladder
- katlanan merdiven
- folding ladder
- portatif merdiven
- folding lattice door
- (İnşaat) kafesli kapı
- folding line
- (Matematik) katlama doğrusu
- folding money
- kâğıt para
- folding prop
- (Askeri) katlanır pervane
- folding rest bunk
- katlanır arkalıklı kuşet
- folding roof
- kırık çatı
- folding rule
- katlama kuralı
- folding rule
- metre
- folding screen
- katlanır paravana
- folding seat
- katlanabilir iskemle
- folding seat
- açılır-kapanır oturma yeri
- folding seat
- açılır-kapanır tabure
- folding seat
- (Mimarlık) asma peyke
- folding table
- portatif masa
- folding test
- katlama testi
- folding test
- katlama deneyi
- folding truck
- (Tekstil) katlama arabası
- folding type seat
- katlanan koltuk
- folding wheel
- film katlama çarkı
- fold
- katı
- fold
- {i} katlama
Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to fold all the clothes.
- fold
- {i} aile ocağı
- fold
- {f} k.dili. (işyeri) temelli kapanmak; iflas etmek, topu atmak
- fold
- pas
- fold
- sürü
- fold
- dürüm
- fold
- kıvrılmak
- fold
- kıvırma
- fold
- bürünmek
- fold
- sürü koyun
- fold
- sarılmak
- fold
- kaplamak
- fold
- paftalamak
- fold
- istiflemek
- fold
- (Tıp) fold
- fold
- topu atmak
- napkin folding
- peçete katlama
- alpine folding
- alp kıvrımı
- fold
- {f} katla
Kolunu katlamış oturuyordu.
- He was sitting with his arms folded.
Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
- Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- fold
- çukur
- fold
- ağıl
- fold
- oyuk
- fold
- (el/vb.) bağlamak
- fold
- katlanmak
- fold
- sarmak
- fold
- top atmak
- fold
- iflas etmek
- measuring and folding machine
- ölçme katlama makinesi
- axis of folding
- kıvrımlanma ekseni
- buckle folding
- flambaj (bukle) kıvrımlanma
- buckle folding
- (Jeoloji) bukle kıvrımlanma
- buckle folding
- (Jeoloji) flambaj kıvrımlanma
- corrugated board folding box
- (Matbaacılık, Basımcılık) oluklu mukavva katlanır kutu
- dejective folding
- geniş kemerli yapı
- dejective folding
- dar senklinallerle ayrılmış geniş antiklinal
- ejective folding
- etkin kıvrımlanma
- fold
- {f} bükmek
- fold
- batmak
- fold
- {i} kilise
- fold
- cemaat/ağıl/kat/kıvrım
- fold
- {f} çırpmak
- fold
- fold bağla/katlan/katla
- fold
- {i} yuva
- fold
- {f} çökmek
- fold
- kere
- fold
- katlı
Kollarım katlı durdum.
- I stood with my arms folded.
Tom oturma odasında oturmuş, çamaşırları katlıyordu.
- Tom was sitting in the living room folding laundry.
- fold
- {f} ağıla kapamak
- fold
- {f} kapanmak
- fold
- misil
- fold
- {i} sürü (koyun)
- fold
- {f} yavaş yavaş katmak
- fold
- bağlamak
- fold
- {i} koyun sürüsü
- fold
- sonek kat
- fold
- {i} 1. kat, kıvrım
- fold
- {i} büklüm
- fold
- {i} pli
- fold
- {f} kıvırmak
- fold
- {f} kavuşturmak
- fold
- beş kat
- fold
- fivefold beş misli
- fold
- {i} cemaat
- fold
- kırmak
- fold
- (Tekstil) 1. katlamak, paftalamak, istiflemek 2. kıvrım, pli
- measuring and folding machine
- (Tekstil) ölçme-katlama makinesi