Seninle flört etmiyorum!
- I'm not flirting with you!
Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
- Tom thought I was flirting with him.
Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
- It looks like Tom is flirting with Mary.
Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
- Tom has been flirting with Mary all night.
Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.
- Stop flirting with my sister.
Tom Mary ile flört etmeye başladı.
- Tom began flirting with Mary.
Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
Tanıştığı her kadınla flört eder.
- He flirts with every woman he meets.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Seninle flört etmiyorum!
- I'm not flirting with you!
Tom garsonla flört etti.
- Tom flirted with the waitress.