Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
Tanıştığı her kadınla flört eder.
- He flirts with every woman he meets.
Onunla flört ediyor musun?
- Are you flirting with him?
Tom Mary ile flört etti.
- Tom flirted with Mary.
Tom garsonla flört etti.
- Tom flirted with the waitress.
Peki, işte flört etmeye ne dersin?
- So, what about flirting at work?
Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
- Tom thought I was flirting with him.
Onunla flört ediyor musun?
- Are you flirting with him?
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Onunla utanmadan flört etti.
- She flirted with him shamelessly.
Tom ofisdeki pek çok kadınla flört etti.
- Tom flirted with many women in the office.
O bana bir flört yorumu yaptı.
- He made a flirty comment to me.
Peki, işte flört etmeye ne dersin?
- So, what about flirting at work?
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
- Is it true that the French are masters at flirting?
Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
1915 Burgess, Thornton W., The Adventures of Chatterer the Red Squirrel, Little, Brown, and Company, Boston, Ch. XXI:.
1. She is amazingly flirty and sensual...
2. She had an appealing flirty smile.