O beni pohpohlamak istedi.
- She wanted to flatter me.
Onu pohpohlamak istedim.
- I wanted to flatter her.
O bana kompliman yapmak istedi.
- He wanted to flatter me.
Onu pohpohlarsan, her şeyi yapar.
- If you flatter him, he'll do anything.
Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
- We've flattered the director's vanity.