flüsschen

listen to the pronunciation of flüsschen
الإنجليزية - التركية

تعريف flüsschen في الإنجليزية التركية القاموس.

brook
{i} dere

Dereyi atlamaya cesaret edemedi. - He dared not jump over the brook.

O, çocukları derede oynarken izledi. - She watched the children playing in the brook.

brook
su
brook
(Coğrafya) akarca
beck
çay
beck
dere
beck
işaret etmek
beck
birisini işaretle çağırmak
brook
kabul etmek
brook
tahammül etmek
brook
{f} çekmek
brook
dayan/kabul et
brook
izin vermek
brook
(fiil) katlanmak, çekmek, dayanmak, kaldırmak
brook
{f} kaldırmak
brook
Veronica beccabunga brookweedsu sıçan kuyruğuSamolus
brook
ırmak küçük nehir
brook
{f} dayanmak, tahammül etmek, çekmek, katlanmak
brook
{f} katlanmak
brook
(isim) dere, çay, ırmak
brook
{i} çay, ırmak
ألمانية - الإنجليزية
creek

The child's ball fell into the creek. - Der Ball des Kindes fiel in das Flüsschen.

brooks
rivulets
becks
creeks
brook
beck
rivulet
streamlet
riveret
streams
stream
riverets
streamlets