Bana inanabilirsin, çünkü bu haberi ilk elden duydum.
- You can believe me, because I heard this news first hand.
Muhabir savaş hakkında ilk elden öğrendi.
- The reporter learned about war at first hand.
Bu ilk elden referansların bazılarına kontrol edin. Mümkün olduğunca objektif olmalıyım.
- Check out some of these first-hand testimonials. I have to be as objective as possible.
Tom polise ne olduğuna dair ilk elden bilgiler verdi.
- Tom gave police a firsthand account of what had happened.
Onu ilk elden yaşadım.
- I experienced it firsthand.
firsthand knowledge.