firm, coherent; steadfast

listen to the pronunciation of firm, coherent; steadfast
الإنجليزية - التركية

تعريف firm, coherent; steadfast في الإنجليزية التركية القاموس.

consistent
{s} tutarlı

Sen tutarlı değilsin. - You are not consistent.

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

consistent
{s} istikrarlı

Şirketimiz istikrarlı ücretler için karar verdi. - Our company decided for consistent fees.

consistent
{s} bağıntılı
consistent
{s} kalıcı
consistent
mütemadiyen
consistent
devamlı
consistent
(Gıda) özlü
consistent
sürekli

Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor. - Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.

Sami, Leyla ile ilişkisi olduğunu sürekli olarak reddetti. - Sami consistently denied having an affair with Layla.

consistent
uygun
consistent
birbirini tutar
consistent
birbirini tutan
consistent
consistently devamlı olarak
consistent
birbirine uygun
consistent
aralarında mutabakat olan
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} consistent
firm, coherent; steadfast
المفضلات