İşini bitirdikten birkaç dakika sonra, o yatmaya gitti.
- A few minutes after he finished his work, he went to bed.
Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.
- I will study abroad when I have finished school.
Tom bitiş çizgisini geçen son kişiydi.
- Tom was the last one to cross the finish line.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
- They finished eighty miles' journey.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
- Apply two coats of the paint for a good finish.
Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
- I'll be with you as soon as I finish this job.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Tom evi bitirmek için ne kadar çok paraya ihtiyacı olacağını hesaplıyor.
- Tom is estimating how much money he'll need to finish the house.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Bu kitabı okumayı bir haftada bitirmek gerçekten zor.
- This book is really difficult to finish reading in a week.
Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Tom will finish serving his sentence next month.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
- I'm adding the finishing touches now.
O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
- That plan still needed some finishing touches.
Az önce zemini cilalamayı bitirdim.
- I've just finished waxing the floor.
Bu görevi Cuma gününden önce tamamlamak için çok çalışmalıyız.
- We must work hard to finish this task before Friday.
Tom'a tamamlamak için yeterli zaman vermedin.
- You didn't give Tom enough time to finish.
Tom asla hiçbir şeyi tamamlamaz.
- Tom never finishes anything.
O, işlerini hiç vaktinde tamamlamadı.
- He finished his chores in no time.
Due to BSE, cows in the United Kingdom must be finished and slaughtered before 30 months of age.
Please finish your homework!.
The song has finished.
... So if a player finishes playing level one on his ...