O ben onun hakkında öğrenmeden bilgisayarımı kullanmaya çalıştı.
- He tried to use my computer without my finding out about it.
Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
Biri fark etmeden onu nasıl başardığını anlamaya çalışıyorum.
- I'm trying to figure out how you managed to do that without anyone finding out.
Sadece ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
- I'd just like to find out what happened.
Toplantımızın nerede olacağını öğrenmek istiyorum.
- I'd like to find out where our meeting will be.
Sanırım Tom sonunda Mary'nin onun arkasından konuştuğunu anlayacak.
- I imagine that Tom will eventually find out that Mary has been talking behind his back.
Tom anglophobia'nın anlamını bilmiyordu, bu yüzden onun ne demek olduğunu bulabilmek için hızlı bir web araştırması yaptı.
- Tom didn't know the meaning of anglophobia, so he did a quick web search to see if he could find out what it meant.
I don't know who was the twenty-first president of the United States, but it should be very easy to find out.
... she had no way of finding out about it. So we fixed that. And that's an example of ...
... moves. But does that make you a grand master? No. Finding out the rules of chess is ...