İki dolgu almak zorundayım.
- I had to have two fillings.
Diş hekimi geçici dolgu yerleştirdi.
- The dentist put in a temporary filling.
Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.
- I spent the entire morning filling out these forms.
Bu formu doldurmayı bitirmedin.
- You didn't finish filling out this form.
Bütün bu formları doldurmak can sıkıcı.
- Filling out all these forms is a pain in the neck.
Tom bir iş başvuru formu dolduruyor.
- Tom is filling out a job application form.
Tom bir başvuru formu dolduruyor.
- Tom is filling out an application form.
Bu pualo o kadar doyurucu ki sadece iki kaşıktan sonra doyuyorum.
- This pulao is so filling that I'm full after just two spoonfuls.
Buradan çok uzak olmayan bir dolum istasyonu biliyorum.
- I know a filling station not very far from here.
O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.
- He got his car washed at the filling station.