filled with emotions

listen to the pronunciation of filled with emotions
الإنجليزية - التركية

تعريف filled with emotions في الإنجليزية التركية القاموس.

full
{s} tok

Hayır, teşekkür ederim. Tokum. - No, thank you. I'm full.

Daha fazla istemiyorum, teşekkür ederim. Ben tokum. - No more, thank you. I'm full.

full
dolu

Ağzın doluyken konuşma. - Don't speak with your mouth full.

Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara. - Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for example.

full
acıkmamış
full
doymuş
full
maksimum
full
çırpmak
full
(Teknik,Tekstil) dinklemek
full
kalabalık
full
(giysi) gevşek
full
doğruca
full
en fazla
full
(of ile) yalnızca -i düşünen
full
direkt olarak
full
{s} öz

Tom'un özetleri daima yazım hatalarıyla doludur. - Tom's summaries are always full of misprints.

Tam din özgürlüğü tüm insanlar için güvence altına alınmıştır. - Full religious freedom is assured to all people.

full
(sıfat) dolu, tam, tok, etine dolgun, balıketi, bol, geniş, meşgul, öz, elinden gelenin en iyisi, son
full
sonyı
full
{i} son had
full
{i} doluluk
full
pes bol
full
(isim) doluluk, dolu şey, son had
الإنجليزية - الإنجليزية
full
filled with emotions

    التركية النطق

    fîld wîdh îmōşınz

    النطق

    /ˈfəld wəᴛʜ əˈmōsʜənz/ /ˈfɪld wɪð ɪˈmoʊʃənz/
المفضلات