We went there to plant saplings.
- Oraya fidan ekmeye gittik.
We have some rose bushes in front of our house.
- Evimizin önünde birkaç gül fidanı var.
Tatoeba is like a garden: you must plant seedlings, tend to them and watch them grow.
- Tatoeba bir bahçe gibidir: fidanlar ekmelisin, onlarla ilgilenmelisin ve nasıl büyüteceğini izlemelisin.
We went there to plant saplings.
- Oraya fidan ekmeye gittik.