Misafirlerden bazılarının ziyafet salonundan ayrıldığını gördüm.
- I saw some of the guests leave the banquet room.
Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
Böyle bir şölen krallara yakışır!
- A feast like this is fit for a king!