fertigbekommen

listen to the pronunciation of fertigbekommen
ألمانية - التركية
l. basarmak, becermek; bsin uhdesinden (F: üstünden) gelmek; bsle basa cikmak; bsi sökmek; kolayını bulmak; F: kivirmak
bsi yapmaga kalkismak (od. yüzü tutmak); bsi yapmak cüretinde bulunmak; Nur er bringt das fertig. Bu isi ancak o basanr. Bu isi onun kadar kimse kıvıramaz. (F); Nur Gott kann das ~. Allaha vergidir. einfach alles ~ elinden hie bir sey kurtulmamak; Das kann nicht jeder -~. Bu, her yiğidin kärı degildir. Du willst mich schlagen? Das wirst du kaum ~. Sen mi beni döveceksin? Zor! Hat er doch auch einmal etwas fertiggebracht! spött. Kedi olali bir fare tuttu
الإنجليزية - التركية

تعريف fertigbekommen في الإنجليزية التركية القاموس.

finished
bitmiş

Raporunuz toplantı için zamanında bitmiş olacak mı? - Will your report be finished in time for the meeting?

İşini yarım bitmiş bırakma. - Don't leave your work half finished.

finished
{s} tamam

Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi. - Tom finished off the ice cream that was in the freezer.

Ben yemeği tamamen bitirmedim. - I haven't quite finished eating.

completed
(Bilgisayar) tamamlanma sayısı
completed
tamamlanan
finished
(Bilgisayar) bitenler
finished
taşlanmış
finished
(Bilgisayar) tamamlandı

Programa göre proje tamamlandı. - They finished the project on schedule.

Araştırma tamamlandı mı? - The research is finished?

finished
bitik
finished
bitirilmiş

Resim onun tarafından zaten bitirilmişti. - The picture has already been finished by him.

finished
tükenmiş
completed
tamamlandı

Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı. - After months of negotiations, the peace treaty was completed.

Dan Brown 1998 yılında Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller Da Vinci Şifresini tamamlandı. - In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.

completed
tamamla(mak)
finished
bitir

İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım. - Having finished my work, I left the office.

Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi. - My elder brother finished his homework very quickly.

completed
tamamla

Hepsi bununla tamamlandı. - All is completed with this.

Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir. - The new railway is not completed yet.

completed
tarihinde tamamlandı
finished
{s} işlenmiş
finished
(sıfat) bitmiş, cilalı, sona ermiş, tamam, tamamlanmış, hazır, işlenmiş, tükenmiş, mükemmel
finished
{s} cilalı
finished
{s} hazır

Hazırlanmayı henüz bitirdin mi? - Have you finished packing yet?

Neredeyse hazır mısın? - Are you almost finished?

ألمانية - الإنجليزية
to finish
to get done
to complete
finished
got done
completed