She badly needed the money.
- Onun fena halde paraya ihtiyacı vardı.
We are badly in want of water.
- Fena halde suya ihtiyacımız var.
This is grossly unfair.
- Bu fena halde adil değil.
Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight.
- Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.
Tom's plan went horribly wrong.
- Tom'un planı fena halde yanlış gitti.