İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
- The colleague whose husband is French has left for Paris.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
- He made the plan along with his colleagues.
Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.