O, baş ağrısından acı çekiyor.
- He is suffering from a headache.
Korkunç derecede başım ağrıyor.
- I have a bad headache.
Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
- Everyone was delighted by this morning's headlines.
Tom sadece başlıklara baktı.
- Tom only glanced at the headlines.
Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
- A cup of coffee cleared my head.
Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
- Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
She gave great head.