Onlar bir siyah ve bir beyaz köpeği beslediler.
- They fed a black and a white dog.
Tom onlar uzaktayken komşunun kedisini besledi.
- Tom fed the neighbor's cat while they were away.
Bayanlar ve baylar, Sretensky Manastırı Korosu tarafından icra edilen Rusya Federasyonu ulusal marşı için lütfen ayağa kalkın.
- Ladies and gentlemen, please stand for the national anthem of the Russian Federation performed by the Sretensky Monastery Choir.
Bosna-Hersek Federasyonu on tane kantondan oluşur.
- The Federation Bosnia-Herzegovina consists of ten cantons.
Amazon, çok sayıda kollardan beslenmektedir.
- The Amazon is fed by a large number of tributaries.
O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.
- He had to feed his large family.
İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız.
- To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.
Tom Mary'den usanmış.
- Tom is fed up with Mary.
Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.
- Peter was fed up with childish girls.
Tom Mary'yi beklemekten bıkmıştı.
- Tom was fed up with waiting for Mary.
Anneler çocuklarını doyurmak için kendileri açlıktan öldü.
- Mothers starved themselves to feed their children.
Herkese yedirmek için yeterli sandviç yaptı.
- Tom made enough sandwiches to feed everyone.
O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.
- He had to feed his large family.
Tom köpeğini sabah beslemez, sadece akşam.
- Tom doesn't feed his dog in the morning, only in the evening.
Tavukları tohumla besle.
- Feed chickens with seeds.
Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim?
- What kind of food should I be feeding my dog?
Köpeğini hangi marka köpek maması ile besliyorsun?
- What brand of dog food do you feed your dog?
Müzik bizim hayal gücümüzü besler.
- Music feeds our imagination.
O, büyük ailesini beslemek zorundaydı.
- He had to feed his large family.
Annem bana hepimiz yemek yeyinceye kadar köpeği beslemememi rica etti.
- My mother asked me not to feed the dog until after we had all eaten.
Sana çok yemek vermediler, değil mi?
- They didn't feed you much, did they?
Aileni beslemek için yeterli yiyecek bulamazsan ne yaparsın?
- What'll you do if you can't find enough food to feed your family?
Ailemi beslemek için yeterli yiyecek almaya zar zor gücüm yetiyor.
- I can barely afford to buy enough food to feed my family.
Akşam yemeğini yemeden hemen önce köpeğimi beslerim.
- I feed my dog just before I eat dinner.
Köpeğe yemek vermedim.
- I didn't feed the dog.
The bulk of commercial livestock is not range-fed but stall-fed.
Consolidates the Federal Reserve Banks (FED) and monetary authority functions undertaken by the central government.
After two days, I am fed up with this nonsense.
I think that he is getting fed up with the constant demands of his boss.
We got interesting results after feeding the computer with the new data.
Feed the dog every evening.
... that's fed states not ninety times more enjoyable have a cuppa tea on the ...
... I realized there is no chance of educating people if their brains haven’t been fed ...