Geleneksel Vietnam ziyafetlerinin yaşayan müzeler olduğunu söylüyorlar.
- They say that traditional Vietnamese feasts are living museums.
Kral Frederick avcılık, şarap, kadınlar ve ziyafetleri severdi.
- King Frederick loved hunting, wine, women and feasts.
Böyle bir şölen krallara yakışır!
- A feast like this is fit for a king!
Hanuka bayramı sırasında dört taraflı dönen top ile oynamak gelenekseldir.
- During the feast of Hanukkah it is customary to play with a four sided dreidel.
Onun güzel sesi kulaklar için gerçek bir bayramdı.
- Her lovely voice was a real feast to the ears.
Bu sadece bir festival.
- This is only a feast.
We feasted them after the victory.
We had a feast to celebrate the harvest.
I feasted on the beautiful picture.
I feasted on turkey and dumplings.
It was a feast for the eyes.