Buradaki yağlı biftekleri seviyorum.
- I like the fatty steaks here.
Bu oldukça yağlı bir et parçası.
- This is a rather fatty cut of meat.
Yağlı yiyecekler yememelisin.
- You shouldn't eat fatty foods.
Yağlı yiyecekleri sevmiyorum.
- I don't like fatty foods.
Diğer çocuklar onu Şişko diye çağırıyor.
- The other children call him Fatty.
On the sixth, stools black, fatty, viscid, fetid; slept, more collected.
I'm trying to get a fatty project done in a couple of hours right now.
That means eating fruits and vegetables and cutting back on fatty foods.