Ona hiçbir şey broşundan daha değerli değildir.
- Nothing is more precious to her than the brooch.
Marilla o gün her zamanki gibi kilise için ametist broşunu taktı.
- Marilla wore her amethyst brooch to church that day as usual.
Gerdanlığının tokasını kapadı.
- She fastened the clasp of her necklace.