Hemen hemen hiç kahvaltı etmem.
- I almost never eat breakfast.
Tom hemen hemen hiç Fransızca konuşmaz.
- Tom almost never speaks French.
Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
- Tom hardly ever listens to the radio.
Artık hemen hemen hiç nakit kullanmıyorum.
- I hardly ever use cash anymore.