(Osmanlı Dönemi) Fık: Din hususunda icrası vâcib, terki mâsiyet olan Hükm-ü İlâhî. Kur'an-ı Kerim veya Hadis-i Şerifle sâbit olan Cenab-ı Hakk'ın kat'i emri: Şirk koşmamak, iman etmek, namaz kılmak, yalan söylememek gibi
(Osmanlı Dönemi) Bir kimseyi bir vazifeye tayin etmek veya maaş bağlamak. Bir kimsenin kendi nefsine âid iken başkasına hibe ettiği muayyen bir şey. (Bunun zıddı "karz"dır.)
Farz-ı mahal sanılan şeyin doğru halidir. Olanaksız olanı bir anlığına düşünmek anlamında kullanılır. Bu anlamda, varsaymakla da ilgisi yoktur. Muhal, farsça olanaksız demektir, ve olanaksızı farzetmektir farz-ı muhal