farthest; most remote in space or time; extreme; last; final

listen to the pronunciation of farthest; most remote in space or time; extreme; last; final
الإنجليزية - التركية

تعريف farthest; most remote in space or time; extreme; last; final في الإنجليزية التركية القاموس.

ultimate
son

Sonuçta, okula gitmeye son verdi. - Ultimately, he ended up going to school.

Bu tartışma titiz ve tutarlı ama sonuçta inandırıcı. - The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.

ultimate
{s} nihai

Hayatınızdaki nihai hedefiniz nedir? - What is your ultimate goal in your life?

Nihai amacımız dünya barışını kurmaktır. - Our ultimate goal is to establish world peace.

ultimate
{s} esas, temel: ultimate principles temel ilkeler
ultimate
(Tıp) ultimat
ultimate
en üst düzey
ultimate
en iyi
ultimate
en son
ultimate
mükemmel
ultimate
cüzlere ayrılmayan
ultimate
ultimate weapon herkesi öldürecek olan silâh
ultimate
{s} esas
ultimate
sonuç

Sonuçta, okula gitmeye son verdi. - Ultimately, he ended up going to school.

Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil. - The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.

ultimate
ultimate reality son gerçek
ultimate
{s} en uzak
ultimate
ultimatelyeninde sonunda
ultimate
(Tıp) Son nihayet, en uzak, ultimum
ultimate
en büyük
ultimate
nihayette
الإنجليزية - الإنجليزية
ultimate
farthest; most remote in space or time; extreme; last; final
المفضلات