The mice ate some of the bread.
- Fareler ekmeğin bir kısmını yedi.
Whether it's white or black, a cat that chases mice is a good cat.
- Beyaz ya da siyah olsun, fareleri kovalayan bir kedi iyi bir kedidir.
The hawk caught a mouse.
- Şahin bir fare yakaladı.
A cat ran after a mouse.
- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
Is the rat alive or dead?
- Fare canlı mı yoksa ölü mü?
Rats desert a sinking ship.
- Fareler batan gemiyi terkederler.
We got rid of the mice in his house.
- Onun evindeki farelerden kurtulduk.
Whether it's white or black, a cat that chases mice is a good cat.
- Beyaz ya da siyah olsun, fareleri kovalayan bir kedi iyi bir kedidir.
What colour is this house mouse?
- Bu ev faresi ne renktir?
Tom bilet ücretinin ne kadar olduğunu sordu.
- Tom asked how much the fare was.
Otobüs bilet ücreti arttırıldı.
- The bus fare was raised.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
- A farewell party was held in honor of Mr Smith.
Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
- In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir?
- What is the fare from Osaka to Akita?
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
- Before we get out of the taxi, we pay the fare.