O meşhur bir sanatçıdır.
- He is a famous artist.
İrlanda oya işleriyle meşhurdur.
- Ireland is famous for lace.
Onun kitabı sadece İngiltere'de ünlü değil, Japonya'da da ünlü.
- Her book is famous not only in England but also in Japan.
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- His son became a famous pianist.
Michael Jackson, Abd'nin en tanınmış şarkıcısıydı.
- Michael Jackson was the most famous singer in the United States.
O tanınmış bir dağdır.
- That's a famous mountain.
Biz mükemmel bir biçimde geçindik.
- We got along famously.
Some people are only famous within their city.
... projects he's famous for, things like ...
... this motion city is famous for its pottery ...