Heyecanlı kızlar hoş görünebilir.
- Excited girls look pretty sometimes.
Bir şey yiyemeyecek kadar çok heyecanlıyım.
- I'm too excited to eat anything.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı.
- The sight of blood made her excited.
Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı.
- There were a lot of excited fans in the stadium.
Sen çok heyecanlanmış olmalısın.
- You must be very excited.
Tom bir şeyden heyecanlanmıştı.
- Tom was excited about something.
Çok mutlu ve çok heyecanlıyız.
- We're very happy and very excited.
Tom mutlu ve heyecanlı görünüyor.
- Tom seems to be happy and excited.
When Barbara came on SNL I nearly choked on my cigarette because I was just so faklempt.