failure to hit something; lack; omission, misfire; failure; evasion, avoidance

listen to the pronunciation of failure to hit something; lack; omission, misfire; failure; evasion, avoidance
الإنجليزية - التركية

تعريف failure to hit something; lack; omission, misfire; failure; evasion, avoidance في الإنجليزية التركية القاموس.

miss
{f} kaçırmak

Ben uçuşumu kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my flight.

Trenimi kaçırmak istemiyorum. - I don't want to miss my train.

miss
ıska

Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı. - Tom's shot missed the target by two feet.

Ok hedefini ıskaladı. - The arrow missed its target.

miss
kavramamak
miss
anlamamak
miss
başarısızlık

Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar. - That was a terrible miss! cried the commentators.

Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı. - But for your steady support, my mission would have resulted in failure.

miss
(Konuşma Dili) göresimek
miss
hanımefendi

Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi. - It's an honor to meet you, miss.

miss
{f} özle

Hepimiz seni özledik. - We've all missed you.

Aşçılığını özleyeceğim. - I'll miss your cooking.

miss
(evlenmemiş bayanlara hitap ederken) Bayan
miss
ıskalamak
miss
i., k.dili. genç kız
miss
{f} 1. isabet ettirememek, ıskalamak, vuramamak; isabet etmemek, vurmamak: You missed the target. Hedefi ıskaladın. By some miracle the bullet
miss
(Askeri) BOŞ: Hedef üzerinde olmayan vuruş veya paralanma
miss
görmemek
miss
(fiil) ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak (fırsat)
miss
{f} vuramamak
miss
gidememek
miss
ele geçirememek
miss
bulamamak
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} miss
failure to hit something; lack; omission, misfire; failure; evasion, avoidance

    الواصلة

    fail·ure to hit something; lack; omission, misfire; failure; evasion, a·void·ance

    النطق

المفضلات