Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
Herkes deneyin başarısızlıkla sonuçlanacağını bekliyordu.
- Everybody expected that the experiment would result in failure.
Onun projesi başarısızlıkla sona erdi.
- His project ended in failure.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
- Tom always tries to blame someone else for his failures.
Hata için kim suçlanacak?
- Who is to blame for the failure?
O tam bir fiyaskoydu.
- It was a complete failure.
Tom bir baba olarak tam bir fiyasko.
- Tom is a complete failure as a father.
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
Leyla kalp yetmezliği için kritik bir riskteydi.
- Layla was at a critical risk of heart failure.
Tom'un konjestif kalp yetmezliği var.
- Tom has congestive heart failure.
Sami'nin iş başarısızlıkları vardı.
- Sami had business failures.
Tüm başarısızlıklarının üstesinden geldiğini iddia ediyor.
- He claims that he's gotten over all his failures.
Leyla kalp yetmezliği için kritik bir riskteydi.
- Layla was at a critical risk of heart failure.
Tom'un konjestif kalp yetmezliği var.
- Tom has congestive heart failure.
We don't tolerate failure.
- We do not tolerate failure.
We do not tolerate failure.
- We don't tolerate failure.
Structural failure will occur in three minutes, 30 seconds.
... the failure in providing those security resources, and ' and those terrible things may well ...
... ' the greatest failure we've had with regards to ' to gun violence in some respects ...