Senin bok inatçılığın insanları hasta ediyor.
- Your crap stubbornness makes people sick.
Sami bir bok yığınından ibaretti.
- Sami was just a bunch of crap.
Pislik! Onun tuzağına düştüm!
- Crap! I fell for his trap!
Bütün bu saçmalık da ne?
- What's all this crap?
Bu ne tür bir saçmalık?
- What kind of crapola is this?
Şu zırvayı keser misin? Oyun ve eğlence için havamda değilim.
- Would you cut that crap out? I'm not in the mood for fun and games.
I have to take a crap.