Siyah içinde harika görünüyorsun.
- You look fabulous in black.
Ormanda harika bir gün geçirdik.
- We spent a fabulous day in the woods.
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Tom inanılmaz değil mi?
- Isn't Tom incredible?
O, inanılmaz bir hikaye.
- That's an incredible story.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
Olağanüstü bir yerdi.
- It was an incredible place.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- That story is too incredible to be true.
new black patent leather, square toed, flared-heel uber faboo shoes.
... >>Lady Gaga: So you look fabulous. ...
... So we -- >>Lady Gaga: Fabulous. ...