fabrikacı

listen to the pronunciation of fabrikacı
التركية - الإنجليزية
factory owner, manufacturer
fabrika
factory

That factory makes toys. - O fabrika oyuncaklar yapar.

The output of this factory has increased by 20%. - Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.

fabrika
(Hukuk) plant

Valentina started school in 1945 when she was eight years old. She left school to begin working in a textile plant in 1953. - Valentina sekiz yaşındayken 1945 yılında okula başladı. O, 1953 yılında bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamak için okulu bıraktı.

Valentina's mother worked in a textile plant. - Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.

fabrika
install
fabrika
(Askeri) arsenal
fabrika
production plant
fabrika
(Ticaret) work

He had been working in the factory for three years when the accident occurred. - Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışır.

fabrika
manufacturing plant
fabrika
mill

He works at the steel mill. - O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.

Tom works at the steel mill. - Tom çelik fabrikasında çalışıyor.

fabrika
manufactory
fabrika
factory, works, plant, mill
fabrika
factory, plant, works
fabrika
workshop
fabrika
hacienda
fabrika
works

My father works in a factory. - Benim babam bir fabrikada çalışır.

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışır.

التركية - التركية
Fabrika sahibi veya fabrika işleten kimse, fabrikatör
fabrikatör
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi: "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir."- Y. K. Beyatlı
FABRİKA
(Osmanlı Dönemi) Sanayi mâmüllerinin büyük ölçüde imal edildiği yer
Fabrika
üretimlik
Fabrika
üretim evi
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi
fabrikacı
المفضلات