Bunun uydurma bir hikaye olduğuna birçok kişi inanmak istemedi.
- Many people did not want to believe that this was a fabricated story.
Onun bize anlattığı her şey sadece uydurmaydı.
- Everything he told us was pure fabrication.
Bu doğru olmasa bile, parlak bir yalan.
- Even if it's not true, it's a brilliant fabrication.
The story is doubtless a fabrication.