If you're shooting at an f-stop of 2.8, then the lens will take in a lot more light than it would if the f-stop was at 22.
The anticipation is always worse than the calamity.
- Bekleme her zaman felaketten daha kötüdür.
You shouldn't wait here.
- Burada beklememen gerekir.
Jim said that he wouldn't mind waiting for us.
- Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.
There's no point in waiting.
- Beklemenin bir faydası yok.
Jim said that he wouldn't mind waiting for us.
- Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.
National rescue teams are on standby ready to fly to Japan.
- Milli kurtarma ekipleri beklemede Japonya'ya uçmaya hazır.
There is an anteroom adjoining the library.
- Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.
Please hang your coat in the anteroom.
- Lütfen ceketinizi bekleme odasına asın.
Wait in the waiting room.
- Bekleme salonunda bekleyin.
Go back to the waiting room.
- Bekleme salonuna geri dönün.