fıkracı

listen to the pronunciation of fıkracı
التركية - الإنجليزية
anecdotist; columnist
columnist
anecdotist
one who relates anecdotes (short narrative describing an interesting or amusing incident)
fıkra
paragraph
fıkra
{i} clause
fıkra
anecdote

Her anecdotes amuse us all. - Onun fıkraları hepimizi eğlendirir.

fıkra
article
fıkra
anecdote, joke; column, short feature; paragraph; clause, subsection; esk, vertebra omur
fıkra
episode

She entertained us with an interesting episode. - O, ilginç bir fıkra ile bizi eğlendirdi.

fıkra
narrative
fıkra
joke

Tom isn't good at telling jokes. - Tom fıkraları anlatmada iyi değildir.

Tom has told me that same joke more than ten times. - Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.

fıkra
narrate
fıkra
vertebra
fıkra
apophthegm
fıkra
column, short feature (in a newspaper or magazine)
fıkra
law paragraph
fıkra
(Hukuk) paragraph, clause
fıkra
funnies
fıkra
passage
fıkra
spondylo
التركية - التركية
Fıkra anlatan kimse
Fıkra yazarı
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Bend
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Gazetelerde gündelik hâdiselerin kısaca yazılmış şekli
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Kıssa
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Küçük hikâye
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Parağraf
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Kısa haber
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Omurga kemiklerinin her biri
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Kanun maddelerinden her bir kısım
FIKRA
(Osmanlı Dönemi) Yazıda bir bahis
Fıkra
anekdot
Fıkra
köşe yazısı
fıkra
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot: "Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir."- B. Felek
fıkra
Omurga kemiklerinin her biri
fıkra
(Osmanlı Dönemi) yazıda bir bahis paragraf; kısa haber; küçük hikâye
fıkra
Omur
fıkra
Paragraf
fıkra
Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri
fıkra
Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot
fıkra
Gazetelerin veya dergilerin belirli sütunlarında, genel başlık altında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü: "Dişimi sıkıp da altı yedi fıkra birden çıkartırsam gazetenin yazıları aksamayacaktı."- Ç. Altan
fıkra
Kanun maddelerinin kendi içlerinde satır başlarıyla ayrıldıkları ufak bölümlerden her biri: "Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanmasına engel değildir."- Anayasa
fıkracı
المفضلات