So far, your action seems completely groundless.
- Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
He was caught in the act of pickpocketing.
- O, yankesicilik eyleminde yakalandı.
The Mexican army threatened action.
- Meksika ordusu eylem tehdidinde bulundu.
The lawyer determined his course of action.
- Avukat eylemin rotasını belirledi.
Words are always bolder than deeds.
- Sözler her zaman eylemlerden daha cesurdur.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
Tom was killed in action.
- Tom eylemde öldürüldü.
At least six hundred men died in action.
- Eylemde en az altı yüz insan öldü.
The commission took no action.
- Komisyon hiçbir eylem yapmadı.