Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
- When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.
- Under normal conditions, the boiling point of water is 100 degrees Celsius.
Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca.
- It's cruel to put a live lobster into a pot of boiling water.
Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.
- Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.
Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.
- Sami's rage reached boiling point.
Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
- When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
Havuçları kaynatmayı bitirin.
- Finish boiling the carrots.
Italya'nın Reggio Emilia kasabasında istakozları kaynatmak yasa dışıdır.
- Boiling lobsters is illegal in the town of Reggio Emilia, Italy.
Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.
- Put the eggs into the boiling water.
Kaynayan suyu bardağa boşalttı.
- She poured boiling water into the cup.
Lütfen demliği kaynayan suyla doldur.
- Please fill the teapot with boiling water.
Makarnayı kaynayan suya katın.
- Add the pasta to the boiling water.