Bunu son derece tavsiye ederim.
- I recommend it highly.
Tom son derece yetenekli bir adamdır.
- Tom is a highly gifted man.
Sanırım o büyük ölçüde mümkün değil.
- I think that's highly unlikely.
Ben bir hayli etkilendim.
- I'm highly impressed.
Onu bir hayli düşündüğünü biliyorum.
- I know you think highly of her.
O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.
- She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet.
Onun öğretim yöntemleri alışılmışın hayli dışında.
- His teaching methods are highly unorthodox.
Onun yeni romanı hayli övüldü.
- Her new novel has been highly praised.
Eroin yüksek derecede bağımlılık yapar.
- Heroin is highly addictive.
Mısır, ABD'de en çok mali destek alan tarım ürünüdür.
- Corn is the most highly subsidized crop in America.
Tom'u çok düşündüğünü biliyorum.
- I know you think highly of Tom.
He is in a highly visible job.