external; extreme; distant

listen to the pronunciation of external; extreme; distant
الإنجليزية - التركية

تعريف external; extreme; distant في الإنجليزية التركية القاموس.

outer
dış

Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı. - Storms have abraded the outer layer of paint.

Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır. - The outer part of the ear is made of cartilage.

outer
{s} dışarıdaki
outer
outer space yıldızlar ve gezegenler arasındaki boşlukç outermosten dıştaki
outer
dış taraftaki
outer
dışsal
outer
hariçteki
outer
dıştaki
outer
harici
outer
çöldeki
outer
çöl
outer
hedef merkezi çevresindeki dairenin dış kısmı
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} outer
external; extreme; distant
المفضلات