Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Buradaki kalışımı birkaç gün daha uzatmak istiyorum.
- I want to extend my stay here for a few more days.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
Şirketi işini genişletiyor.
- His company is extending its business.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
Onlar fetihle bölgelerini genişletti.
- They extended their territory by conquest.
Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.
- Gooseberries are fruits that are effective at extending life.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
O, sağ kolunu uzattı.
- He extended his right arm.
Tom vizesini uzatabildi.
- Tom was able to extend his visa.