expression of desire; request; petition; hence, invocation or imprecation

listen to the pronunciation of expression of desire; request; petition; hence, invocation or imprecation
الإنجليزية - التركية

تعريف expression of desire; request; petition; hence, invocation or imprecation في الإنجليزية التركية القاموس.

wish
{f} dilemek

Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum. - I'd like to wish my mom a happy birthday.

Sadece sana şans dilemek istedim. - I just wanted to wish you luck.

wish
{i} arzu

Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız. - The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.

Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım. - I forced him into complying with my wish.

wish
{i} dilek

Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki? - Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?

O, sana en iyi dileklerini gönderdi. - She sent you her best wishes.

wish
{i} istek

İnşallah isteklerin gerçekleşir. - I hope your wishes will come true.

O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi. - She went against her parent's wishes, and married the foreigner.

wish
{f} dile

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi. - She wished she had been born twenty years earlier.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı. - It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.

Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu. - Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
wish
expression of desire; request; petition; hence, invocation or imprecation

    الواصلة

    ex·pres·sion of desire; request; petition; hence, in·vo·ca·tion or im·pre·ca·tion

    النطق

المفضلات