Sami kaçmak istiyordu.
- Sami wanted to get away.
O güzel, bu doğru ama o ağzını bir defa açtı mı sen yalnızca kaçmak isteyeceksin.
- She's beautiful, that's true—but once she opens her mouth, you'll only want to get away!
Bu yerden kurtulmak zorundayım.
- I have to get away from this place.
Tom'dan kurtulmak zorundaydım.
- I had to get away from Tom.
Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
- I want to get away for the weekend.
You bought that for twenty pounds? Get away!.