O, ülkesi açısından düşünüyor.
- He thinks in terms of his own country.
Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.
- He tends to think of everything in terms of money.
İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.
- The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function.
Üstel fonksiyonun yatay asimptotu vardır.
- The exponential function has a horizontal asymptote.
Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.
- You see everything in terms of money.
İyi bir eğitimin değeri para cinsinden ölçülemez.
- The value of a good education cannot be measured in terms of money.
She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.