Tom bilirkişi olarak işe alındı.
- Tom was hired as an expert witness.
Bir bilirkişi bir şey hakkında her şeyi bilen başka bir şey hakkında hiçbir şey bilmeyen bir uzmandır.
- An expert is a specialist who knows everything about something and nothing about anything else.
O bir uzman daktilocu.
- She is an expert typist.
O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
- He is something of an expert on oriental art.
Soygun ustalıkla planlandı.
- The heist was expertly planned.
This problem requires expert knowledge.
My cousin is an expert pianist.
If an expert says it can't be done, get another expert. - David Ben-Gurion.