Umarım Tom fikrini değiştirecek.
- Hopefully, Tom will change his mind.
Yeni konserve açacağım eskisinden daha sağlam, böylece umarım bezelyelerime kavuşmak artık 2 dakikamı almayacak.
- My new can opener is sturdier than the old one, so hopefully it won't take 2 minutes to get at my beans anymore.
İnşallah yarın yağmur yağar.
- Hopefully it will rain tomorrow.
İnşallah, Tom bize bunu nasıl tamir edeceğimizi söyleyebilir.
- Hopefully, Tom can tell us how to fix this.
Tom umutla gülümsedi.
- Tom smiled hopefully.